Rusya'dan kendi kendine öğrenen programcı Roman Storm, gençliğinde yazılım ve açık kaynak kodlara ilgi duymaya başladı, ardından büyük teknoloji firmalarında mühendislik pozisyonlarına yöneldi ve sonunda kripto alanına girdi. 2019 yılına gelindiğinde, Storm, kripto para işlemlerini karıştırarak gizlilik sağlayan merkezi olmayan bir protokol olan Tornado Cash'i ortak kurdu; bu protokol daha sonra yasa dışı aktörler tarafından kullanımı nedeniyle düzenleyici kurumların dikkatini çekti.
New York Güney Bölgesi'nde haftalar süren bir jüri duruşmasının ardından, Storm, lisanssız para transferi işi yürütmekten suçlu bulundu. Savcılar, protokol aracılığıyla aklanan 1 milyar doları aşan suç gelirlerine dair deliller sundu, Storm ise Tornado Cash'in kontrolü dışında tarafsız bir gizlilik aracı olduğunu savundu. Mahkumiyet, maksimum beş yıl hapis cezasını içeriyor.
Jüri, kara para aklama komplo ve ABD yaptırımlarını ihlal komplo suçlamalarında oybirliğine varamadı ve bu suçlamalar için yeniden yargılanma ihtimalini açık bıraktı. Hukuk uzmanları, kısmi kararin açık kaynak gizlilik araçlarının karmaşık yasal statüsünü vurguladığını ve gelecekte geliştirici sorumluluğu ile ilgili davalarda etkili olabileceğini belirtiyor.
Sonuç, ABD hükümetinin dijital gizlilik protokollerine yaklaşımında önemli bir gelişme olarak görülüyor ve mahkemelerin kod katkıda bulunanları nasıl ele alabileceğine dair emsal teşkil ediyor. Kripto topluluğu ve gizlilik savunucuları, Adalet Bakanlığı'nın çözülmemiş suçlamaları takip edip etmeyeceğini yakından izliyor; bu da merkezi olmayan finans sektöründeki uygulamaları şekillendirebilir.
Storm'un davası, gelişmekte olan blok zinciri teknolojileri ile mevcut finansal düzenlemeler arasındaki gerilimi ortaya koyuyor ve yenilik, gizlilik ile yasal sorumluluk arasındaki denge hakkında sorular soruyor. Sektör gözlemcileri, davanın Trump yönetiminin daha kripto dostu tutumu altında ilerlerken daha fazla yasal savunma ve olası temyizler bekliyor.🔒
Yorumlar (0)